SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

YOLCU NAMAZI BAHSİ

<< 770 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

200 - (770) حدثنا محمد بن المثنى ومحمد بن حاتم وعبد بن حميد وأبو معن الرقاشي. قالوا: حدثنا عمر بن يونس. حدثنا عكرمة بن عمار. حدثنا يحيى بن أبي كثير. حدثني أبو سلمة بن عبدالرحمن بن عوف. قال:

 سألت عائشة أم المؤمنين: بأي شيء كان نبي الله صلى الله عليه وسلم يفتتح صلاته إذا قام من الليل؟ قالت: كان إذا قام من الليل افتتح صلاته: "اللهم! رب جبرائيل وميكائيل وإسرافيل. فاطر السماوات والأرض. عالم الغيب والشهادة. أنت تحكم بين عبادك فيما كانوا فيه يختلفون. اهدني لما اختلف فيه من الحق بإذنك إنك تهدي من تشاء إلى صراط مستقيم".

 

[ش (اهدني لما اختلف فيه من الحق بإذنك) معناه ثبتني عليه. كقوله تعالى: اهدنا الصراط المستقيم].

 

{200}

Bize, Muhammedü'bnü'l-Müsenna ile Muhammed b. Hatim, Abd b. Humeyd ve Ebî Ma'ni'r-Rakaaşî rivayet ettiler. Dedilerki: Bize, Ömer b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize, îkrimetü'bnü Ammâr rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Ebî Kesîr rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Selemete'bnü Abdirrahmân İbni Avf rivayet etti. Dediki: Ümmü'l-Mü'minîn Âişe'ye sordum:

 

— Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin kalktığı vakit namazına ne ile başlardı? dedim. Aişe :                                  

 

  Geceleyin kalktığı vakit namazına : «Allah'ım! Ey Cebrail, Mîkâîl ve İsrafil'in Rabbi! Gökler'le yerin yaradanı; hâzırı ve gâîbi bilen Allah'ım! Kullarının ihtilâf ettikleri şeylerde, onların aralarında ancak sen hükmedersin. İhtilâf edilen hakka izninle beni hidâyet eyle! Çünkü dilediğini doğru yola ancak sen hidâyet eylersin!» duası ile başlardı...  dedi.

 

 

İzah:

Gerek Kur'ân-ı Kerîm'de gerekse Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sünnetinde tekarrur etmişdir ki, Allah Teâlâ Hazretleri mahlûkaatının şân ve mertebesine izafe edilerek anılır. Küçük ve hakir olanlara izafe edilmez. Meselâ göklerle yerin Rabbi, Arş-ı Âlâ'nın Rabbi, Melâike ile rûh'un Rabbi, maşrikle mağrib'in Rabbi, insanların Rabbi, insanların Mâlik'i, insanların ilâhı, âlemlerin Rabbi, Nebilerin Rabbi, göklerle yerin hâliki, göklerle yerin fâtırı ilâ ah... denilir. Bütün bunlar Allah Zülcelâl'i azamet, kudret ve mülk delilleri ile tevsîf demekdir. Onun için küçük ve hakîr olan şeylerde kullanılmamışdır. Meselâ: Haşerâtın Rabbi, maymun ve hınzır'ların hâlik'i denilmez. Bunlar sâir mahlûkatın umûmunda dâhil olmak üzere ifâde edilirler. Meselâ bütün mahlûkatın Rabbi, Her şey'in hâlîk'i denilir.

 

İşte Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj'in duasında: (Cebrail, Mîkâîl ve İsrafil'in Rabbi! Göklerle yerin yaradanı olan Allah'ım.) diyerek bütün mahlûkat arasından yalnız bunları zikretmesinin vechi budur.